Yaz geldi. Her şeye rağmen tatil planları yapılıyor, deniz-güneş-kum üçlüsüyle geçecek hayaller kuruluyor. Biraz daha bronz bir tenle daha sağlıklı ve dikkat çekici olmanın zararı yok ama doğru ürünleri kullanırsak. Hal böyle olunca İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Tayfun Hancılar’dan, güneş kremleriyle alakalı bilinmeyenleri açıklamasını rica ettik. Bakın neler anlattı:
“Güneş düşmanımız değildir”
Uzun süredir güneş ve koruma faktörü içeren kremlerle ilgili birbirinden farklı görüşler, kafa karışıklığına yol açmakta. Yıllık 7.3 milyar dolarlık bir ekonomik büyüklüğü olan ve yılda yaklaşık yüzde 7 büyüyen ‘’güneş koruyucu ve iyileştirici ürünler’’ piyasası ciddi bir reklam ve haber pompalayarak yakında ‘’evde otururken bile güneş koruyucu kullanmamızı’’ önerecek. Bu kadar karlı bir pazar varken bizim de bazı bilgileri bilimsel veriler ışığında incelememiz gerekiyor. Öncelikle belirtmek gerekir ki, “güneş‘’ ne bizim ne de çocuklarımızın düşmanı değil.
Güneş kremi olunca vücutta D vitamini sentezlenmiyor
“Güneş giren eve doktor girmez” sözü ile büyümüş nesiller olmamıza rağmen, maalesef son dönemde güneşte kalmak o denli zararlı, koruyucu krem ve spreyler tamamen masum olarak kabul edilmeye başlanmış. Oysa üzerinde hiç durulmayan ya da özellikle konuşulmayan bir konu var; yüksek koruyucu faktör içeren güneş kremlerini kullandığımız zaman vücut, D vitaminini yeterince sentezleyemiyor.
D vitamini eksikliği kanser riskini arttırıyor!
Oysa çok iyi biliyoruz ki; birçok çalışmada kanda D vitamini seviyesi yüksek olanlarda, düşük olanlara kıyasla kalın bağırsak kanseri riski anlamlı derecede düşük bulunmuş. D vitamini eksikliği; depresyon, yaygın vücut ağrıları ve kalp hastalıklarına yol açmakta. Özellikle esmer tenlilerde, yeterli D vitamini sentezlenmesi için daha uzun güneşte kalmak gerektiği düşünülürse, güneşlenme esnasında sürekli güneş koruyucu kullanmak; D vitamini sentezini azaltarak kanser riskini arttırabiliyor.
Güneş kremi kullanmadan nasıl güneşlenebiliriz?
Güneş kremlerini doğru kullanırsak bize dost, yanlış kullanırsak düşman olur. Yaz aylarında saat 09.00-11.00 arasında ya da 16.00’dan sonra açık tenli kişiler; ilk iki gün 10 dakika, daha sonraki günler 20 dakika, esmer tenliler; ilk iki gün 20 dakika, daha sonraki günler 30 dakika hiç güneş koruyucu kullanmadan güneşlenebilirler. Bu süre vücudun D vitamini sentezlemesi için yeterli bir süre. Bu sürelere dikkat edilirse; cilt kanseri riski düşük olduğu gibi D vitaminin kansere karşı koruyucu özellikleri dolayısıyla, tam tersine çok faydalı.
Uzun süre güneşte kalmak riskli!
Ancak biliniyor ki; meslekleri gereği uzun yıllar güneş altında kalanlarda bazal hücreli ya da epidermoid hücreli kanser sık ve bu kanserler vücudun güneşi çok gören baş boyun ve uzuvlarında sık, diğer bölgelerde seyrektir. Özellikle çocuklarda 5 kereden fazla ciddi güneş yanığı oluşması, malign melanom riskini arttırmakta. Güneşlenmeye bağlı ciddi cilt yanıkları olması erişkinde de malign melanom riskini arttırmakta. Ama normal güneşlenmenin, melanom riski üzerine etkisi görülmemiş. Demek ki; yukarıdaki sürelere uygun güneşlenme tarzında kanser riski yok, hatta D vitamini sentezlenmesi nedeni ile kansere karşı bir tür önlem. Ancak güneşte çok uzun süre kalmak riskli.
Güneş kremleri neden sakıncalı?
Güneş kremlerinin kansere yol açtığına dair bilimsel bir kanıt yok. Ancak; “Oksibenzon” (oxybenzone) içeren kremler, alerjik reaksiyonlar yaratabilir. Oksibenzon aynı zamanda, endokrin hormonunu bozan ve hücrelere zarar veren bir kimyasal. Özellikle çocuklarda, çok dikkat etmek gerekiyor. Bazı güneş kremi üreticileri, derinin yaşlanmasını durdurduğu düşünüldüğü için formülerinde A vitamini (retinil palmitat) kullanıyor. Fakat FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) araştırmasına göre; bu vitamin güneş ışığına maruz kalınca deri bozulmalarını ve tümör oluşumlarını hızlandırıyor. Sprey şeklindeki güneş koruyucular havada toksik partiküller bırakıyor ve bu da solunum yoluyla vücuda girerek risk yaratabiliyor.
JAMA dergisinde yayınlanan bir araştırmada, “avobenzon”, “oksibenzon”, “ecamsule” ve “oktokrilen” maddeleri incelendi. 24 katılımcı, bir hafta boyunca bu maddeleri içeren güneş kremlerini kullandı. Günde dört kez vücutlarının yüzde 75’ine krem süren bu kişilerden, belli aralıklarla kan örnekleri alındı. Bu kişilerin tümünün kanında, yüksek oranda kimyasal çıktı. Özellikle oksibenzon seviyesinin, diğer kimyasallarınkinden 50-100 kat daha yüksek olduğu görüldü.
Aslında titanyum dioksit ve çinko oksit içeren kremler, deriden vücuda karışmıyor fakat sürüldükten sonra beyaz bir tabaka bırakması nedeni ile birçok kişi kullanmak istemiyor.
Bu önerilere dikkat!
Elimizde şu anda kanıt olmasa dahi; uzun dönem kullanımda nasıl bir etki ile karşılaşacağımızı bilmeden, güneş koruyucu kremlerini özellikle çocuklarda bu kadar yoğun kullanmak sakıncalı olabilir. Ancak güneşte uzun süre kalmanın riskleri de belli. Önerimiz; yukarı da belirtilen saatlerde, güvenlikle güneşlenilebilir. Diğer saatlerde mümkünse; güneşe çıkmamak veya kalın koyu tente altında (açık renk tenteler, yüzde 50 geçirgen olabiliyor) ya da ağaç gölgesin de oturmak şeklindedir. Böyle bir ortam yoksa, geniş şapka ve vücudu örten giysiler kullanmak uygun olur. Böylece güneş koruyucu krem kullanmadan tatil yapılabilir. Ancak yine de güneşte uzun süre oturmak istiyorsanız; bu durumda güneş koruyucu krem kullanmak, güneş yanığı riskini almamak adına daha uygun bir davranış olur. Bir de güneşten korunmanızı gerektiren cilt hastalığınız varsa, zorunlu olarak güneş kremi kullanılabilir.